9 Mart 2012 Cuma
havva nın kızı ...
Cok olmuştu unutalı,
kim olduğumu ,
Suçu genlerinde saklı..
Havva nın kızı ...
Sevdiğim renkleri,
Siyahı,kırmızıyı ,
Etek bile giymiyorken artık..
İlmek ilmek korkularımdı ördüğüm
Bana öğrettikleriyle..
bazen çapraz attırdı kader,
bazen gemici,
bazen kördüğüm…
Gördüğüm
soğuk yaşamlarda
sahte sıcaklıklardı hep,
Aşktan nasipsiz..
Sahipsiz …
Göstermezdim gördüklerimi kimselere
evet ..kabulümdü ikiyüzlülüğüm…
biz,
deliler... müzik olmadan da dansedebilirler mesela …
yine görülüyordu işte …
dans…
Çıplak ayak ..
yalın yürek …
Doludizgin…sırıksıklam…
İçmeden sarhoş olmak..
İçirmeden sarhoş etmek…
Gökyüzünde yıldızlarla sarmalanmak
kocaman öpücükler…
deniz kokusu
lodos esiyor usulca ..
ay sinesini açmış
alaca hüzünsüz akşamlar
şevkat ...
elbisem güneş desenli ,
sıcak sarı ,
ayağımdaki topuklu ayakkabım ,
çingene pembesi , çingene kızların sevdiği
dans …
sessiz notaların çılgın melodileri
yankı yankı …
yakamozlar gözkırpıyor
Parlak gölgeli
kumlar savruluyor..
mutluluğun sıcaklığı..
ve
gömdüğüm bir şeyler çıkıyor
tekrar geceyüzüne
Havva nın kızı...
Ay şahit… lodos şahit…
biz ,
biz bizi biliriz..
bir biz biliriz…
hafiflemek...
Rahman ın duyurduğu sesler var ya hani
için için …
adı sükuttu …
bir sandıktı mazi
artık içi boştu
üstünde anahtarı
altın renginde
adı umuttu..
Nerde kaldın şimdiye kadar
Huzur…?
nadas mevsimlerin …ne kadar da uzun
bir sendin özlediğim ... bir de sürur …
dur artık ... biraz dur...
ne olur...
bak dinle ..dans müziğimiz başladı ...
*smrld / bir delinin hatıra defteri .görünmez sayfa/ mart 2012
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder